İstanbul’un sur dışındaki ilk yerleşim birimidir, Bir zamanların değil, her dönemin semtidir.
Hem uhrevi, hem de dünyevidir; İstanbul’un incisi semt-i mukaddestir..
"O" ki ismini sahabeden alır, Bu yüzden herkesin baş tacıdır.
Camilerin camisine, türbelerin türbesine sahiptir, En önemli İslam beldelerindendir.
En başta; Sünnet çocukları, gelinler, hacılar, Hepsi özene bezene giyinir ona koşarlar.
Tarihi ve Kültürel birikimde eşsizdir, Onu bir de gezip-görenler dillendirmelidir.
Roma’nın, Bizans’ın, Osmanlının emanetidir, Hem İstanbul, hem de Konstantinopolis’dir..
Pierre Loti’de içilen nargileler, kahveler, çaylar; Haliç manzarası ile bütünleşince yüreğimizi okşar..
Oyuncakçılar çarşısı yaşatır eski oyuncakları, Davulları, darbukaları, topaçları, tahta arabaları..
Feshane’de üretilmese de artık fesler, bayraklar, Yapılıyor artık orada kongreler ya da fuarlar.
Ramazanlarda, kandillerde, Cumalarda dolar meydanlar, Adım atacak bir yer kalmaz, karıncalar gibi çoktur insanlar.
Keşke Arnavut kaldırımları ve bostanları da kalsaydı, Mahalle arasında gezen yoğurtçular, bozacılar bağırsaydı.
Ya eşsiz; ahşap evleri, konakları ve hamamları, Çoğu yok olsa da resimlerde yaşatılır hatıraları.
İçimizi burkuyor, köhnemiş yapıları ve kırılmış mezar taşları, Restore edilmelidir, tarihten geriye tüm kalanları..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kim demiş ki büyük insan kudretli olandır; insanın büyüğü, yüreğinde sevgi ve insanlık taşıyandır.