kayıttan düşen memleket çocukları kim diye toprağa gömüldüler

Neredeyim? kayıttan düşen memleket çocukları kim diye toprağa gömüldüler şiiri
Şiir

kayıttan düşen memleket çocukları kim diye toprağa gömüldüler








Babam ustura bıçağını gösterdi öfke ile anneme
Ben annemin karnında rüya görürken henüz
İşte hayat dedikleri bu düş
İnsana vurmaya o zaman başlarmış



Gece uyanmamış
Vakitse çok erken daha
Korkardım çok sessiz yürüyen gürültülerden
Dişlerimin kökü sökülecek sanırdım
Ağzıma süt dağılıyorken burada
Annemin gözleri babama her b/aktığında
Bir kurban daha verilecek sanırdım sabaha
Oysa beni okşarmış elleri korkuyla
Göbek bağı boğazımda sancılanırken dünyaya
Bense tekme vururdum annemin karnına
Ödenmeyecek bir hakla




Yürek b/aşında dikilen aşkın kırıntılarıydık hepimiz
Büyürken yaşımız ergenlik kaldırımlarda
Renksiz bir tablo asılırdı şehrin yüzüne
Fersiz sigara dumanları düşerdi gözlerimize
Başımız her daim önümüzdeydi
Yaş daha on beş veya on altıya hiç kala
Haram bilirdik erkeğin nefesini
Şeytan tüyü derlerdi bize
Sevmekten korkardık birbirimizi



Annem göğüslerini hep sakladı benden
Yaşım aklımı aştığı günlerdi
İçimde ne küfürler büyürdü bilseniz
Ki hep susardım
Ninem nasihat masalları fısıldayınca kulağıma
Ona tonlarca öfke kusardım



Minareden ezan sesi gelirdi birden
Ölüler kalkıyor sanırdım yataklarından
Haz rol vaziyette fırlardım hemen yerimden
Korkardım Allahın beni taş yapmasından
Bana sevmeyi böyle öğretti büyükler
Sonra Allah seni yakacak dediler
Ve kan akıtmadan ciğerlerime
İçimde böyle bir cinayet işlediler




Dedemin kolları yine yarım çıplaktı
Bir gece ellerini suya salarken ihtiyar seneler
Uyurdu velur yatağında salyalı her beşer
Rüyaların başında beklerdi kara suratlı kediler
Kapı gıcırtımız duyulurdu yan komşunun evinden
Bizim ihtiyar yola çıkarken çok erken
Sonra “has bin Allah” derdi adam belli
Birde öfkeyle dönüp yatağında şiddetle
Dedeme güzelce bir söverdi
Gömülüp gafletin sessiz çığlıklarına
Munafık düşler görmeye devam ederdi




Kimi ışıklar hep sönüktü
Kimileri birden yanardı
Avluda bekleyen ağızlar vardı
Allaha hiç b/ulaşmamış
Ahırda horozların sesi çınlardı
Delip karanlığı sema ya karışmış
Başımızı secdeye koyardık toprak tavanlı odanın sol köşesinde
En çokta karıncalar korkardı güneş karanlığı yiyince
Uzaktan
Çok yaban bir koku gelirdi bizim olmayan o köyde
Tandırın şurtun da bir kadın ağlardı
Yanardı gözleri güneşe dokunmadan içinde
Çıplak parmaklı çocuğuna bir ekmek yetişsin diye
Çaresiz sevgi kusardı ateşe
Bu yoksulluk son bulsun ümidiyle




Sonra sakalını tarayarak eve gelirdi atam
Canını sokaktan zor kapmış belli
Gözlerinde uğuldar fersiz bir galibiyet var
Rütbeli iki çakal birbirini öldürmüş
Bize öyle der çökerdi
Sevinip alkış tutmuş buna bazı m/illet
Şaşardık demokrasi dedikleri cebbara
Bu nasıl haylaz bir medeniyet
Özgürlük dedikleri yer kapısız bir mağara




Dağda türküler söylermiş yoksul bir çoban
Sürünün kulağı öylesi sağırmış
Kurtlar kuzuları kaparken yaylada
Ağa beyi konakta s(d)erince yatarmış
Dediler ki mağarada bir hayat boğulmuş
Irkının rengi âdem miş
Zerdüşt bir ceylan uyanıp toprağa kapanmış
Tövbesini cinlerin eteğine dökermiş
Dışı d/in
İçi ölüm kokan kadınlar ağlarmış yağmurlar kutsanırken yezidin dudağında
Dediler karıncalar kürtaj olmuşlar
Yesrib yolu kana bulanmış
Dediler ki dünyayı bir insan ateşe verecekmiş
Dediler adalet ölmüş dediler
Dedim yaşamak tam bir zulümmüş



Afrikalı bir aslan geçerdi nehrin ağzında karnı öylesi aç
Açlıkla doyan çocuklar koşardı kurbanlık ağaç gölgelerinde
Oyuna delice muhtaç
Kana umut
Savaşa hayat derdi akılsız kukumav kuşları
Son çocuğu yırtmak için bu coğrafyada
Asırlarca kafasız düşünürlerdi



Sapan taşıyla vurulan bir serçe düşerdi yüreğimin tam ortasına
Ağlardım korkarak ona
Dökülürdü dilim zeytin bahçesinin katran yüzüne
Sürü sürü mahlûkat toplanırdı başıma birden
Nuh yarın gemi yapacak derlerdi
Peygamber çocuğu olmak istemezdim o an
Tufan beni kapsın dilerdim
Gözlerim ölümü görmesin isterdim



Kurtlar gökten şehla bakardı yüzüme
Ben korkardım
Gözleri çakmak çakmak yanardı birde
Cesetler dizilmiş önüme tek tek kara kefenli
Birazdan şeyhler gelecekmiş beyaz takkeli
Yeryüzünde uçacak insanlar var derlerdi
Kalu beladan başlasam saymaya
Bu sahtekarlık yutardı dünyayı
Yinede gitmezdi




Ne kadar çok yutsada genç fidanları
Uslanmaz asla bu vahşi toprak
Şeytan şahit olduğu gün inkara
Doyacak o gün mezarlar mutlak





İncil Tevrat Zebur da
Kuran söyler hatırla
Aklı kafan(d)a yük tutma




Yüzümün boşluğuna düştü işte
Kavruk bir ceset daha
Babam diyor ki anneme
Sus
Sakın ağlama
"Bir kıvılcım yeter bizi yakmaya"




Annem beni hep severdi
Bende annemi çok severdim
Nefreti öğretene kadar bir diğerleri




Bu öteki kişiler
Adımı vatan(ım)dan sildiler...?










2003DoğuBölgesindeBirŞubatGecesiAyazaGömülenCanKırıklarım.MHD
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

ölümün olduğu bu dünyada, hiç birşey çokta ciddi değildir aslında... Franz K

Mehtap Yıldız

ölümün olduğu bu dünyada, hiç birşey çokta ciddi değildir aslında... Franz K

Kategoriler
Yeni Şiirlerim