Çorağın ortasında, yalnız ve çaresizim Ne aş kaldı heybemde ne de bir damla suyum Firakın çıkmazında kaybolup gitti izim. Hasret zindanlarının ebedi mahsuruyum
Gözlerime mıh gibi çakılmış hayalinle Tek bir şekle bürüdü aşkın, gördüklerimi Ruhumun göklerinden çıkan feryadı dinle! Dinle! belki anlarsın, ölümüyüm, dirimi?
Ben gibi gören olmaz gecenin karasını, Üzerimde her lahza buzdan bir örtü gibi... Hüznümün şenliğine sildim gönül pasını Tanır diye bulduğu kuytularda sahibi...
Suretin hayalimde bana bir gülümsese; Arındırır içimden ızdırapı süpürüp... Karanlığın içinden beni çağıran sese, Bırakıp gideyim mi şimdi her şeye küsüp?
Gerçeğinin peşinde dahi değilim oysa Tahayyül koylarında demirlemek de kâfi Aşkın hayalde bile vuslata varıyorsa Bekleyip ömür boyu gelir demek de kâfi
Yine de bir bakıştır, bir ince tebessümdür... Ruhumu hoşnut eden bu kasvetli düğünde Sanma ki yaşattığın ölümlere küsümdür Anlamazsın ölümü nasıldır öldüğünde!
Attığından beridir yaşıyorum diyorum... Bir yanardağ içine, ateşten derde beni. Eridikçe yanıyor, yandıkça eriyorum... Dönmeyeceği bekler kıldığın yerde beni.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.