24 YILLIK SEVGLİYE MEKTUPLAR-1

Neredeyim? 24 YILLIK SEVGLİYE MEKTUPLAR-1 şiiri
Şiir

24 YILLIK SEVGLİYE MEKTUPLAR-1

YİRMİ DÖRT YILLIK SEVGİLİYE MEKTUPLAR
Bu gün Pazar altıncı günü gidişinin,
İnsan bir nasılsın diye arar
Bir mesaj yollar,
O kadar mı kızdırdım seni
Oysa ben o kadar özledim ki Anlatmam olanaksız.
Bu ne lanet bir sevgi birde tek taraflı kaldı üstelik
Nasıl sıyıracağım kendimi bundan?
Ne bir çare ne bir çıkış yolu.
Olanları Kabul edemiyorum,
Ve sonu ne olacak onu da bilmiyorum.
Her yanım da sen varsın,
Yatak sen kokuyor tabaklar sen,
Televizyon da bile bir tek sen varsın.
Nasıl unutacağım seni bilemiyorum.
Keşke hiç gelmeseydim bu eve
Hastalanmıştım da nasıl olsa
Bir köşede ölür giderdim.
Seni evde görememek
Sesini duyamamak
Hele ne yapıyorsun bilememek öldürüyor beni.
Oysa az mı katlandık bir birimize
Az mı küstük, az mı barıştık?
Hep içimde benim EMOŞ’ um olarak kaldın
Nasıl atarım çok derin desin.
Sanırım böyle sürdürmem olanaksız
Yokluğum gerek acılarımdan kurtulmama.
Oysa hayatı paylaşmak seninle
O kadar zevk veriyordu ki bana
O zevkler anlamsız artık.
Omzumda başını görememek
Ellerini tutamamak
Gözlerine bakamamak
kalbimi acıtıyor.
Böylemi olacaktı!
Kabullenemiyorum hiç bir şeyi.
Üşüdüğünde içime sokulur dun
Ben seni ısıtmak için elimden geleni yapardım,
Ama sen ısındığında arkanı dönerdin bana
Ben yine yılışıklık yapar sarılırdım sana yeniden
Ne güzel günlerdi!
Nasıl olsa kimsesiz kaldım bu kocaman dünyada.
Hep Tirebolu ya gitmeyi planlar bir aksilik çıkar vazgeçerdik.
Arkeoloji müzesinde yakalamıştı bekçi bizi
Seni öperken
Nasılda kızarmıştık ikimiz.
Bayrampaşa dan Üsküdar’a giderdik
Koruluk ta bir öpücük uğruna.
Çok güzel günlerdi çok
Şimdi bunları unutmamı nasıl beklersin benden taş değilim ki!
Seni sevmekten başka hiç bir kötülük yapmadım sana
Gözümden bile sakındım.
Yapabileceklerim bu kadarmış anlasana.
Aç kaldım işsiz kaldım kimsesiz kaldım
Ama hiç ihanet etmedim sana.
Demek yaşamın ön kuralı önce kendini sevmekmiş
İşte ben bir tek bunu beceremedim!
Kendimden çok seni sevdim.
Yitiriş nedenim de seni daha çok sevmem
Ama olsun ben pişman olmadım hiç.
Hayat acımasız ve hiç sevecen değil.
Bu acılara bu yoksulluklara
Yaşlanınca başımızı alıp bir yerler de
Kafamızı dinleriz diye katlanmadıksa?
Geri kalan her şey boşmuş demek!
Yapılacak ne ola ki o zaman yaşama küsmekten başka?
Ne olur bana kızma
Senin olmadığın bir yaşam bana uymuyor.
Nereye baksam seni görüyorum,
O kadar yer gezmişiz ki seninle hep anılarım canlanıyor.
Aslında yaşamda her şey için geç değil derlerdi ama
Sanırım sen bu şansı bana vermeyeceksin!
Yine de canın sağ olsun.
Seninle dolu yirmi dört yıl yaşadım.
Benim için çok özel günlerdi.
Hiç pişman olmadım seni tanıdığıma
Sende istediğin halim neyse öyle kalmak isterim.
Herkesin yaşam da yapmak istemediği anıları mutlaka vardır.
Ama benim seninle ilgili pişman olabileceğim hiç bir anım yok EMOŞ’ um.
Bu gün Cuma
On birinci günü gidişinin
Yine ne bir telefon ne bir selam!
Oysa bedenimin yarıdan fazlası olmuşsun farkında olmadan
Aldığım nefesin içtiğim sigaranın
Baktığım hiç bir şeyin zevkine varamıyorum seni düşünmekten
Ne kahrolası bir duygu bu.

Şuan bana dünyanın en güzel kadınını sunsalar
Bütün servetini önüme koysalar
Sensiz bir anlamı olacağını sanmıyorum.
Oysa kavgalarımızın bile bir güzelliği varmış.

Türkiye’nin çoğunu seninle dolaşmışım
Aklıma neresi gelse seninle bir anıyla dolu mutlaka
Bu kadar kolay mı silivermek bunları sanıyorsun?
Kimlere kafa tuttum senin için
Nelere karşı koydum;
Az mı düştüm yollarına bana kızıp gittiğin yerlere
Her yerde buldum seni
Her yerde gönlünü aldım yılmadım.
Ne zaman zorlara düştüm sormadın bile bana neden içtiğimi.


Kesintisiz sevdim seni, yılmadım yorulmadım.
O kadar kolay mı silmek her şeyi?
Kolay mı birinin koynun da yatmak çekincesiz
Kolay mı paylaşmak yaşamın kalanını
Bu kadar birlikte yaşamışken?
Düşer mi başkası yollarına her zaman?
Katlanır mı acımasız hakaretlerine?
Yaşam bu kadar kolay mı sanıyorsun?
Başkası duyar mı acılarını,
Başkası gözyaşı döker mi yokluğuna?
Acır mı kalbi başkasının acılarına?
Peşinde koşar mı biri çıkar beklemeden sadece aşkı için?
Bilmiyorum bu gün kaçıncı gönü yokluğunun diye
Başlayacak mıyım başka bir yazıya!
Yoksa ansızın karşımda mı bulacağım seni!
O zaman hayat yeniden başlar benim için,
Hızlanır kalp atışlarım
Kalbim yerinden çıkar.
İşte derim işte benim EMOŞ’ um.

Hiç bekledin mi çok sevdiğin bir şeyi?
Ne zaman geleceğini bilmeden?
Hiç gözyaşların aktı mı durup dururken?
Hiç oldu mu neden deyip nedenini bulamadığın?
Ve hiç sevdin mi bir karşılık beklemeden?
Uzunca bakıp bir şey göremediğin zamanlarını anımsıyor musun?
Eve geldiğinde sırılsıklam olduğunun sonradan farkına vardın mı hiç?
Demek ki aşk delilikle aynı şeymiş o zaman.

Hiç yollarını kestirdi mi aşk,
Zorda kalmaman için Malkara yolların da?
Ayağına yolladı mı devletin polislerini?
İşte aşk bu aşk parayla değil gönülle aşk.
Hiç aşk yollarına düştü mü aklının karıştırıldığında?
Hiç kapını çaldı mı aşk dön aşkım seni seviyorum diye?
Ve sen aşkım beş parasız olsan
Çıkar mı karşına bir aşk acaba
Elbette soğan ekmek devirleri çoktan geçti
Elbette derenin suları oldukça değişti;
Elbette aynı suda yıkanılmaz ikinci kere,
Ama aşkım bu aşk değer yeni den denemeye.
Elbette hatalar insanlar için,
Elbette karışacak kafamız,
Elbette akıl verenlerimiz çok olacak,
Ve aşkım
Elbette biz başkalarının akıllarıyla gelmedik bugünlere.
Seninle anılarımı geri istiyorum,
Seninle gezip tozmak istiyorum,
Seninle el ele olmak istiyorum,
Ve
Seninle yeniden mutlu olmak istiyorum.
Ve sen den bütün bunlar için son bir şans diliyorum.
O zaman tanıyacaksın gerçek dostunu,
O zaman Kim vardı belli olacak
İyi günde kötü günde yanın da.
Gel EMOŞ ’um
Sana istemeden yaşattığım acılar varsa affet beni,
Affetmek erdemliktir bilirsin
Ben yaşamımın en güzel günlerini seninle yaşadım,
Senin olmadığın bir yaşam beni hiç ilgilendirmiyor inan bana.
Hakkımızda söylenenlerin inadına
Eski ve yeni günlerin hatırına
Gel uzat ellerini bana,
Bir gün olursa kırıldığın bundan böyle
Benden yana
Yaşamım bitecektir yemin ediyorum sana.
Elim de olsaydı
Mutluluğu getirmek geriye
İlki hatalarım dan arınırdım.
En çok sevdiğim yine sen olurdun.
Sonsuza dek birlikte
En güzel geleceğe.
Nasıl başlarım yeniden?
İlk günlere dönmeyi?
Sonbahar hüzün verir
En son yapraklar dökülünce.
Var mıdır dalında kalan sonbahara inat?
İnsan hüzünlenir o anda
Yokluğun gelir aklıma!
Oysa ne çok mutlu günlerimiz oldu seninle
Rüyalarda kalmamalılar şimdi
Umarım yakındır eski mutlu günlerimiz
Mutluluğa yeniden birlikte koşacak
Hangi aşk çıplak bir kadın yanın da tepkisiz durur?
Hangi aşk alışkanlıklarından savrulur
Hangi aşk her şeye karşı sus pus olur?
İşte bu aşklar benim EMOŞ’ uma olan aşklarım.
Sana yirmi dört yıllık birlikteliğimizde istemediğin zaman bir kere bile elimi sürmedim.
Seni severken bile sana zarar vermemek için saçının teline bile özenle dokundum.
Şimdi söyle Bana canım EMOŞ’ um bu mu ihanet?
Hiç bir yaş gününü unutmadım
Seni hiç çiçeksiz bırakmadım param olmadıysa parktan kopardım,
Aşk başka nasıl olur sence aşk?
Bana yaptığın hiç bir şeye aldırmadım,
Başka hiç bir yerde mutluluk aramadım,
Aşk bu değilse sence nedir aşk?
Sana bir gün derdimden bahsetmedim,
Üç kuruşluk borç için hapislere de girdim,
Acılarımı dertlerimi hep içimde gizledim,
Aşk bu değilse sence nedir aşk?
Tüm arkadaşlarım içkiye düşkündü,
Çoğu zaten bu yüzden öldü!
En sonunda umutlarım da söndü
Sence aşk başka nasıl olur aşk?
Şimdi benden millerce uzaktasın,
Belli ki şen şakrak yaşamaktasın
Elbette ki yaşamakta epey haklısın,
Bir telefonun yıllar içinde mi hatırı yok?
Görüyorum çevrende akıl veren epey çok
Ne yazık ki insanlığın artık hükmü yok,
Parası olanın yalakası hayli çok,
Bir selamlık bile de mi hakkım yok?
Oğlumuza’ beni o adamla’ muhatap etme demişsin!
Ben yoldan geçen bir serseri etmişsin?
Tanımadığım bir kişi senin için ‘O kadın ’dese
Bilir misin ona neler yapardım?
Aşk bu kör olası aşk karşılığına bak,
Asarken bile sorarlar insana son arzun diye
Ama diler ama dilemez bileceği iştir o asılacak olanın
Hep önüme engel diye içkileri mi koydun?
Ha onu da bıraktım başka ne kaldı?
Buralara başkasıyla gelmedik,
Kimselerden haram dermedik
Başkasının yuvasını germedik,
Bumu benim aşının son meyvesi?
Lütfen ellerini biraz koy be başına
Geldin artık kırk küsürler yaşına
Heves duyma kimselerin kaşına
Gülüyorsun kel diyerek benim garip başıma
Dururken mi döktüm ben başımdan saçları?
Çatıyorsun hep o hilal kaşları
Yeter artık dinsin gözüm yaşları
Bu yaşımdan sonra koyma bir başıma.
Ben de erdim epey birçok yaşıma
Biliyorum sen de her şeyi silemezsin
İçindeki o gurur bitiriyor seni bilemezsin
Onun için çağırırım gelemezsin
Gel ne olur başlayalım yeniden......
Saat sabahın sıfır üç elli sekizini gösteriyor şu an;
Şu anda yanım da yanı başım da olmanı
Dünya da istediğim her şeyden daha çok isterdim.
Paradan yeni aşklardan yeni yaşamlardan
Sesini duymak ‘Ne haber Memo’ demeni
Bunları taşa mı söylemeliyim yoksa?
Bunları boşa mı söylemeliyim?
Yok ki kimsem senden başka söyleyeceğim.
Ya bir de dinlemezsen bunları
O zaman ne yapmalıyım geçen yılları?
Resimlerimize bakıyorum günlerdir;
Her yerinde var memleketin,
Ama yok bir tane asık suratlı resmimiz
Hep gülücük saçılıyor yanaklarından.
Yoksa ben mi öğle görüyorum?
Sen de bak bir ara istersen.
Çanakkale de;
Antalya da şile’de kaş‘ta
Bodrum da Muğla da manavgat ta
Saklıkent de ölüdeniz de kemer de
Trakya da ak deniz de ege de Marmara da
İstinye de üsküdar da kadıköy de gülhane de
Eminönü’n de galata köprüsün de taksim de barda
Çay bahçesin de vapurda gemide sandalda
Çiçekler arasında hayvanat bahçesinde
Müze de denizde havuzda karda kışta
İlkbahar da sonbahar da yazda
Bizim resimlerimiz!

Çocuklarımız sadece ne eşimiz ne dostumuz
Dedim ya zenginin yalakası çok olurmuş
Epey bir yalaka sahibi oldun sonunda!
Tek başıma gitsem şimdi ben oralara
Ege ye ak denize mavi tura çıksam tek başıma!
Kimi atarım tekneden aşağıya?
Biraz cesareti kırılsın yüzme öğren sin diye?
Zor gülüm be zor etim kemiğim olmuşsun
Tüm zerrelerime sonuna dek dolmuşsun
Yıllar olmuş bir bütünüm olmuşsun
Aşk var mı aşk bundan öte aşk sence?
Sıfır dört kırk yedi olmuş saat
Nasılda geçiyor zaman hızla son yolculuğa!
Bence azalıyor yaşam değerini bilmeli.
Kaçırmadan bu son trene binmeli.
Bir gün sonra, cumartesi yirmi bir mart.
Dost göze düşman ayağa bakar derler
Ben hiç merek etmedim ayağında ne var diye
Ama sen beni hep ayakkabılarımla yargıladın!
O zaman kim dost kim düşman acaba?
On ikinci günü ayrılığımızın
Yine tek bir ses yok senden
Ne bir telefon ne bir kısa mesaj.
Hiç koydun mu kendini benim yerime?
Sen sevseydin beni delice
Ve ben selam bile vermeseydim sana
Nasıl bir acıdır bilir misin acaba?
Artık bir haber beklemiyorum sen den
Kağıtlar dan fal da bakmayacağım!
Nasıl olsa aramayacaksın
Fallarda çıkmayacak nasılsa!
Cumartesi saat on yedi on beş.
İlk kez A.E.G durağın da göz göze gelmiştik seninle
Okula gidiyordun nasıl da alıverdin aklımı başımdan
Ta o anda düşlerime girmelere başladın
Sonra çektik gittik seninle beş parasız
Başkalarını dinlemedik
Şimdimi akıl verecek başkaları?
Gerçi çok zor yıllarımız oldu
Sevmedi kader bizi
Aydınlık etmedi yollarımızı
Elimizden tutanımız da olmadı üstelik
Hep acılar hep acılar!!!!!!
Sonra Ulaş’ı mız geldi dünya ya yine açlıklar yine acılar
Az mı yalvardım Tanrıya sanıyorsun!
Az mı hayıflandım kaderime
Ve az mı çektirdim sana
Ama inan hiç istemedim.
Oysa ne düşler kurmuştum sana dair!
Mavi yolculuklara çıkacaktık seninle.
Güzel günlerimiz olacaktı......
Geçip gitti o acı günler
Bırakmadı peşimizi çekemeyenler
Çıktı her yerde karşımıza
Öylesine inanmıştım ki aşkımıza
Yıkılsa dünya bir şey olmaz diyordum!
Olmadı EMOŞ’ um
Yıkma bu aşkımızı
Her şey yıkılabilir dünya da
En görkemli yapılar bile
Aşklar asla EMOŞ’ um
Yıkma bu aşkımızı........
Cumartesi saat on dokuz elli bir.
Sana diyeceklerim var aşkımdan yana
Birazcık olsun beni anlasana
Bir şans ver ne olur bu arkadaşına
Son bir kez olsun aşkıma inan sana
Yapamazsın dediğin her şeyi yaptım
Tanrı’dan bile sana çok taptım
Geleceksin diye yollara baktım
Ama sen kendini beni de yaktın.
Hayat değmez aşkım başka laflara
Çevirdin beni sonun da aptal saflara
Beni bir kez olsun telefonla bari arasana
Bu kadar acı yetmez mi döktüğüm bu yaşlara.
Seni hep sevdim ve seveceğim
Asla başka kollar da görmeyeceğim
Kollarından başka yerde ölmeyeceğim
Ne zaman gelirsen gel bekleyeceğim.
Bu aşkımın yolu yok başka bahara
Kapadım kalbimi tüm yalanlara
Hep kinim olacak bizi ayıranlara
Artık içki şişesini bile görmeyeceğim.
En sonun da şair de yaptın ya beni
Şiir gibi görüyorum bu olup biteni
Gözüm görmeyecek yitip gideni
Yeni mutlu günlerimizi bekleyeceğim...
Tanrıdan dileğim son ayrılığımız olsun
Gelecek günlerimiz sevgiyle dolsun
Kötü gözle bakanların gözü kör olsun
Seni seviyorum demeni bekleyeceğim.
Cumartesi yirmi sıfır altı....
Seni benden soğutan neyse ne olsun
Deliğinden bulup çıkaracağım.
Yeter ki yeniden aşkımız olsun
Her şeye yeniden başlayacağım..
Yeter ki bir kerecik bana tamam de
Elimden gelen için uğraşacağım.
Seni mutlu kollarımda gördüğüm anda
Acıların hepsini unutacağım..
EMOŞ’ um her şeyim aşkım sevgilim
Dediğin her şeye katlanacağım
Yeni den yollara düşmemek için
Senin kolların da yaşlanacağım....
Bakkalda bir paket sigara aldım
Sabaha dek onları tüketeceğim
Sigaranın son dalı bittiği zaman
Hayatımdan onu da çıkaracağım
Sebebi gönlümde sana yer kalsın
Bir de artık kokusunu duymazsın
Sigara kokusu bittiği zaman
Her şeyimi aşkına adayacağım..
Cumartesi –saat yirmi mi dört
Daha yolun sonunda değiliz ve her şey için geçte değil.
Şu gururunu bir yana bırak lütfen;
Bırak bari kalan günlerimizi başkaları için değil
Kendimiz çocuklarımız için yaşayalım
Hani onlar bizim her şeyimizdi?
Gel aşkım bir şans istiyorum senden
Ben seni hiç tek başına bırakmadım ki
Sen de bırakma beni tek başıma.
Sensiz bir yaşamı istemiyorum
Cumartesi- saat yirmi kırk bir.
Sona doğru yaklaşıyorum sigarada da
Son iki dalım kaldı yalnızca
Sen olsan yanımda zor olmazdı da
Yarına birazcık zorlanacağım
Zor gelecek ilk başta sigarasızlık
Telefon etmeni bekleyeceğim
Aramayacaksın tabi ki beni
Boş gözlerle telefonu yoklayacağım.
Ama diyeceğim sabret memoş’ um
Sabret nasıl olsa EMOŞ’ un yolda
Umarım gecikmez bu bekleyişim
Bu lanet içkiyi içmeyeceğim
Ama gecikirse senin gelişin
Epey daha acılar çekeceğim.
İşte yaktım son sigaramı da
Yakın gelişini bekleyeceğim,
Yeniden birlikte olursak senle
O iki laneti artık içmeyeceğim..
Cumartesi-saat yirmi üç sıfır sekiz
Havalarda bir acayip bir güneş açıyor
Bir yağmur yağıyor aniden
Ve senin özlemin her dakika çığ gibi büyüyor içim de,
Hiç aramayacak mısın beni?
Bir telefon bir merhaba!
Ne zaman döneceğini bile bilmiyorum
Ağırlıklar altında gibiyim Yaşam eziyor beni.
Uyku tutmuyor geceleri
Ne kadar sürecek bu acı nereye kadar?
Bilebilsem ne olacağını,
Bile bilsem aklından geçenleri,
Şişli etfal geliyor aklıma;
Ulaş’ımız doğmuştu
Rehin almışlardı seni parasızlığımız dan!!
Nasılda inletmiştim oraları?
İstinye’ye gitmiştik oradan
Esat koşmuştu yardımımıza
Sen onu da sevmezdin
İçki içiyordu o da
Bir arkadaşını yollamıştı Ebe’ydi
Nasıl bir leğen dolusu su almıştı senden
Yaşama dönmüştün yeniden
Bir parkta öldü Esat
Donarak
O sevdiği çocuklarını son kez kucaklayamadan!
Erten vardı o da içkici az mı çekti kahrını Ulaş’ın
Sonra Erdek geldi aklıma
Yine peşinden koştuğum
Göbeğin den şampanya içmiştim!
Yaşamdaki en büyük zevkimdi o şampanya,
Şimdi aklına gelmem de
Geldiğinde belki
Diyorsundur yanındakilere
Ne salaklar var hala dünyada
Ama benim aklıma bodrum geliyor hemen
Parasız aç kaldık orada iş adamı oluvermiştim bir anda
Devre mülk tanıtımına getirip sizi
Yemek ısmarlamıştım!
Sonra kaçmıştık oradan.
Sence aşk başka nasıl olur aşk?
Sen beni aklına estiğinde terk ettin
Ama ben seni hiç tek başına bırakmadım
Yaşamımda sen olmayacaksan
Benim çabam neye yarar ki
Yalaka sahibi olamadık biz
Esat’ın yoktu
Ertenin yoktu
Benim hiç yoktu
Hiç zengin olamadım ki
Pazar saat-sıfır on üç
Telefon çaldı özel numara
Kapalıydı telefonum özel aramalara
Sırf sen ararsın diye açtırmıştım yeniden
Önce acaba hangi banka dedim
Sonra boş ver dedim açtım
Sesini duyunca kalbim yerinden hopladı
Beklemiyordum arayacağını
Farkındaysan bir şey konuşamadım önce
EMOŞ’ umdu arayan Allah’ım
Fırça atmak için bile aramış olman
Kalbimi aldı götürdü yerinden
Allah’ım bu ne güzel bir ses işte benim EMOŞ’ um
Bana yeter bu telefon günlerce
Buydu tek yapacağın aslın da bir merhaba
Şimdi benim yerimde olmanı isterdim
Mutluluğumu görmeni
Yaşama yeniden sarılmamı görmeni isterdim.
Kaş geldi aklıma birden
Çatı katında bir emekli öğretmen
Balık pişirmişti bize
Karşıda yunan adası,deniz de yakamozlar
Yıldızlarla dolu bir gökyüzü
Ve seninle ben baş başa.oradan Alanya ya gitti aklım;
Bir eski jip yolculuğuyla dağlara tırmanmış
Derenin üzerinde yer minderine oturmuştuk;
Ne güzel günlerdi onlar!
O günlere yeniden dönebilecek miyiz?
Sonra dalaman’ a doğru yol aldım
Hep akıllı geçinirim ya,
Nasıl saatlerce uçak beklettim sana dağ başın da
Bir çay bahçesinde!
Olsun be gülüm bunlarda yaşanacakmış ve biz yaşadık.
Dünya da sevmek suçsa evet sevdim suçluyum,
Ama bende Leyla yok ben yalnızca mecnunum
Aşkım için bilmem çöller de dolaşacak mıyım?
Yoksa tanrı bana acıyacak yine sana kavuşacak mıyım?
Denedim kaç kere senden ayrı kalmayı
Senin olmadığın bir Dünya’ bulmayı
Unutturacaksa cehennemde kalmayı
Ama ne yaptıysam yine sensiz olmadı
Kalbim bir parça bile huzur kalmadı.
Şimdi ne yapayım sensiz olmuyor
Dünyaları verseler yerin dolmuyor
Hiç bir şeyle inan yüzüm gülmüyor
Sana olan sevgim bir an solmuyor.
Dünya’nın hepsini bana verseler
Melekler önüm de dize gelseler
Hafızamdan seni hepten silseler
Yüreğim de işlisin aşkın gitmiyor.
Bu zamanda var mıymış böylesi aşklar
Yatarken unutsam sabahtan başlar
Dinmiyor gözümden bir türlü yaşlar
Benim bütünüm sün acın bitmiyor.
Sonun da bir kırık kalp kalacak sana
Bunun senden başka herkes farkın da
Aşka yenik düştüm yaşım kırkın da
Sen ne desen de benim aklım almıyor.
Sevgim anı olarak kalacak sana
Bir kerecik olsun sen anlasana
İnsan bir merhamet eder insana
Seni unutmaya kalbim varmıyor.
Sen şu Almanya ’ya gittin gideli
Aklım karmakarışık gönlüm deli
Başımda esiyor sevdanın yeli
Olmuyor gülüm sensiz olmuyor.

Bıraktığın anılar içimde saklı
Sanırım yaşam da kader hep haklı
Senden ayrılıklar beni hep yaktı
Sen yanımda olmadan sabah olmuyor.

Dünyalar güzeli iki oğul bıraktım
Acıların tümünü peşime taktım
Hatlar yüzünden bu aşkı yaktım
Sen olmadan dünyanın tadı olmuyor

Ağlamak çözümdür sandım önceden
Hislerimi yazdım sana bu günceden
Böyle olacağını bilsem önceden
Kapında kul olurdum ben geceden

Sana bu son yazdıklarım olacak
Yakın da sensiz ömrüm dolacak
Gittiğim yerde hep anımız kalacak
Geçen günlerime doymayacağım.

Bırak son bir kere mutlu olalım
Eski acıları bir kenara koyalım
Beni affet hep yanın da kalayım
Sensiz cennete de doymayacağım
Pazartesi saat yirmi üç elli sekiz
Yazarlığım tuttu ya yıllardan sonra
Senin için yazmaya doymayacağım
Bir gün beni sevdiğini anımsayınca
Ne yazık ki dünya’da olmayacağım
Bırak son günlerim koynun da olsun
Şu aptal gururun biraz uzakta dursun
Bizi çekemeyen çiçekler solsun
Bu taşları koyma artık benim yoluma

Sensiz geçen günlerin değeri var mı?
Ayrı geçen günlerin sence bir kar mı?
Mutluluğun dışın da başka yol var mı?
Bırak yaşayalım birlikte kalan yarını.

Sana yazdıklarım çok derinden
Yalanım yok dünya yansa yerinden
Koşayım ben yine senin peşin den
Şans ver bana kalbinin bir yerinden.

Belki sen de biraz pişmansın
Ne de olsa benim gibi insansın
Bırak isteyenler bizi küs sansın
Kalan günler elimizden gitmeden.

Sanırım bu sayfanın son satırı
Yok mu kalbinde aşkımızın hatırı?
Gel EMOŞ’ um bana bir son şans tanı
Acısından kurtar bir kerecik insanı.

Senin için her şeyi mi sererim,
Kaf dağından sana güller dererim
İstemezsen yine sonsuzluğa ererim
Bu hayatta tek başına koyma insanı.

Aklımın erdiği bunlardı bende
Biraz insaf var mıdır hala sende
Elimizde kalan aşk ta gidende
Dünyanın hükmü kalır mı sence?

Ben aşkımın olamadım farkın da
Şu kahbe feleğin lanet dolu çarkında
Gel EMOŞ’um gelen günler bizimle
Bir ömür daha olayım ben dizin de.

Aşkı anlamak gerekmiş şair olmaya
Çok şeyler gerekli kayıpları bulmaya
Şu dünya da yine dizinde kalmaya
Şeytana satardım tüm hayatımı

Şimdi yatacağım saat geç oldu
Birden yine içim hüzünle doldu
Bilemem ki orada saat kaç oldu
Gel seninle mutluluğa koşalım
Pazartesi saat sıfır otuz yedi.
Yirmi dört mart olmuş,
Yani sen gideli on dört gün.
Şakamı bu yoksa
Ne zaman geçti bu kadar süre
On dört yıl sanki geçen.
Ve ben bu sürede iki kere sesini duyabildim,
O da fırça yiyerek üstelik.
Ne zaman döneceksin?
Ne zaman dinecek acılarım?
Atacağın fırçalara bile razıyım.
Bir sarılabilsem sana
Bir ellerini tutabilsem.
Gözlerine baka bilsem doyasıya.
Acılarımı saklıyorum içim de
Duygularım tarifsiz bir biçim de
Bir başına kaldım koca evin için de
Döneceğin günü sabırla bekliyorum.
Baktım
Aktım
Yoktun.
Baktım
Çoktun
Yoktun.
Baktım
Yoktun
Yoktun.
Her kapı çaldığın da
Sen geliyorsun aklıma
EMOŞ’ um geldi diyorum,
Sonra biliyorum ki uzaktasın
Yıkılıyor düşlerim
Sanki bir tuzaktasın.
Kokun sinmiş yatağın her köşesine
Yastığına yorganına çarşafına
Ama avutmuyor beni
Sen yoksun ki!
Alt banyoya iniyorum
Hayaller kuruyorum
En son birlikteydik orada.
Ne acı şey hayallerle yaşamak,
Elinde ki bir şeye uzanıp tutamamak.
Keşke sarılsaydım sana sıkıca,
Koklayıp bindirseydim uçağa
Ama bir kahveyi bile çok gördün orada
Git artık sen dedin git artık bana.
Gittim ben de ardıma da bakmadan
Süzülen yaşlarıma aldırmadan
Görenler benim için deli dediler
Belki gözyaşlarıma gülüp geçtiler.
Bilmezler ki akan yaşlar aşk için
Yitip gitmişlerin kahrolmuşluğu için

Bunu anlamazsın hissetmen gerek
Kalbim yok oluyor her gün giderek.
Bana son bir şans vereceksin biliyorum
Seven aşklar hep mutlu olsun diliyorum
Seni sonsuza dek kollarım da istiyorum
Bu son mutlu olacak artık hissediyorum.

Kalbin de buruk bir yer olmasın asla
Gel şu güzel boynunu omzuma yasla
Başka bir gün dolmasın gözüm hep yaşla
Gel benimle yeniden mutlu günlere başla.

Seni hiç bir zaman kırmayacağım
Ne oldu nedendir sormayacağım
Hiç bir şeyin üstün de durmayacağım
Yeter ki EMOŞ’ um yeniden başla
Birlikte doyalım seninle aşk’a.

Hiç bu kadar uzun yazı yazmadım
Aşkın ile hiç bu kadar azmadım
Ardından hiç bir kuyu kazmadım
Gel EMOŞ’ um bu aşka yeniden başla
Birlikte doyalım seninle aşk’a.




(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Aşk çıplak ayakla ateşte yürümeye benzer,Ayaklarının yandığını aşkını yitirince anlarsın

dosmehmet

Aşk çıplak ayakla ateşte yürümeye benzer,Ayaklarının yandığını aşkını yitirince anlarsın

Kategoriler
Yeni Şiirlerim