Anne evinde uyumaya çalıştığım saatler uyku benimle oyun oynuyor , bir türlü uyku gelmiyor Nerden düştüyse aklıma anılar film şeridi gibi gözümde Raks ediyor Çok derinlere indi zihnim benimle alay eder gibi aklımda olmayan onca hatıraları canlandırıyor . Çocukluğum Neşeli yaramaz bir çocuktum mahallede herkese kök söktürürdüm Kırılan kemikleri saymazsak arkadaşları iyi hırpaladigim tek kale maçlarda hep yenen bizim takım olurdu Erkek gibi kızdım oldum olası hanım hanımcık olmayı sevmedim Nerde kavga gürültü var baş roller de ben Mahallemiz neşeli bir yerdi o dönemler çingenesi, Ermenisi, rumu,Çerkezi Hep bir arada oturur ve komsuluklar sağlam dostluklar üzerine kuruluydu Karşı komşumuz olan Madam mari bizi evine davet ettiğinde annemin ilk elma likörü ile tanışması tam bir komediydi "Wii Madam sen bize alkol verisen biz bunu İçmegiz sen biz sarhoş edeceğsan" Madam mari şaşkın ve bir o kadar sevecen tavrı ile anneme onun elma likörü olduğunu anlatması bir hayli zamanını almıştı ne güzel komşumuzdu Çocukları çok sever şekeri eksik etmezdi avucumuzdan O zaman Türk kürt sorunu nedir bilmezdi insanlar. Yıllar yılları kovalıyordu bizler sokaklarda birbirimizle yarişiyorduk Kese kâğıtlarını uçurtma yapıp gök yüzüne salıyor kuşlarla yarıştırıyorduk Belki de maviliklerde kaybolmayı düşlüyorduk Bir sabah Siren sesleriyle uyandık Çocuk aklımıza sığdıramadık sokaklarda askerler kol geziyor herkese sokağa çıkma yasağı olduğunu evlerden kimsenin çıkmaması emrediliyordu "Ne yani biz şimdi sokakta arkadaşlarımızla oynayamiyacakmıyız ?" Diye soruyordum anneme Herkesin yüzünde bir telaş bir endişe anlam veremiyordum neden sokak yasaktı bize? Mavi olan gökyüzü bile sanki kararmış gri bir toz bulutu kaplamişti üzerimizde Çocuktum en haylazından ve oynamak İçin kaçıyordum sokağa annem peşimde koşuyor ben annemi sokak sokak koşturuyordum ardımdan. Yine de güzeldi o günler mutluyduk en azından Yokluk dönemleri .. Bir ekmek alabilmek için sıraya girmeyi öğrendik ve kimsenin sırasını almamayı Sabahın ilk ışıkları vurmadan camlara herkes mahalle bakkalınin önünde kuyrukta beklerdi yağ,şeker alabilmek icin Elektrik kesintisi olurdu gaz lambası etrafında ders yapardık sonra gölge oyunları oynar neşelenirdik. Şimdi ki gibi herkes bir odada kendi dünyasında değildi insanlar Yokluk daha çok kenetlendiriyordu insanları ,mutlu ve Huzur doluyduk. . İlk Aşk.. Gözlerim parladı birden ilk aşkı hatırlayınca; ) Çocuk kalbimi ilk deli gibi attıran deli taylar gibi koşturan ritmini bozduran neydi bu Mahalleye yeni gelen bu delikanlı kimdi Diye meraklı gözlerle baktıran Erkeksi tavrımı bir anda alabora ettiren Ahh aşk seninle ilk tanışmamiz bu kadar hızlı mı olacaktı? Bütün kızlar yeni gelen çocukla arkadaş olurken ben uzaktan bakıyordum sadece yanına gitsem kalbimin ritmi degişiyordu kurtaran Ekspres treni gibi hızla atıyordu Eros yaptın yapacağını oku tam kalbime sapladın çocuk kalbim dayanır mı ? Sonradan öğrendim ki bizim sokakta Halası oturuyor ona misafirlige gelmiş Yani gidecekti düşününce bu daha da kötüydü Hayal kırıklığı İlk hüsran Platonik yaşanan bir aşk Olsun bunu hissetmek bile çok güzeldi. . Asla sevginden haber olmayacak kendi içinde filizlendirdigin bir aşk Biz asklarimizi böyle saf ve temiz duygularla yaşadık Şimdi ki aşklar gibi değildi yani. Hiç bir şey şimdi ki gibi soğuk ve ruhsuz değildi İnsanca yaşadık Çok şanslıyım bu dönemleri görenlerden olduğum için. .
Meltem Avcı
(c) Bu eserin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Eserin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gidersin yüreğinde iz bırakanlarıda alarak yanına, oysa gitmelerin kendine kaçışlarındır bilemezsin
SiiR@sK
Gidersin yüreğinde iz bırakanlarıda alarak yanına, oysa gitmelerin kendine kaçışlarındır bilemezsin