FATİH (12)

Neredeyim? FATİH (12) şiiri
Şiir

FATİH (12)

Mubarektir,
kırmamak gerekir,
affetmek-sevmek-hazmetmek "Barış içinde"
paylaşmak Dünya’yı,
"Mutluluk" gibi, Acı’yıda
Bayramda
Kardeşçesine.

Yaşlılar, Hastalar "El öpülerek" ziyaret edilecek,
"Çocukluk" Plan yapar. Kestirir Kazanç ve Sevab’ı;
"Ne, nereye, ne kadar, Elde ne kalır?"
Nede olsa Bayram,
değilmi ya?

İlkin,
"Temiz" olacak o Gün Herşey,
Hiristiyan’ın Kıristmas’ı gibi, bizdeki "Noel Baba".
Hediyelenecek; Ayakkabı, Palto, Çocuk Eşyası.
Fakire "Yardım" ederek, temizlenecek Dışı-gibi-İçi de İnsanın.

"Yılın en-uzun-Günüdür Arife" benim için.
Herşey Dolapta açar-bakar "Memnun-somurtkan" açık Ağızlar.
Bayramdır, patlarım sabırsızlıktan.
"Memnun olmamak, Günahtır!"

Giyeriz Bayramlık’ları, kutlar-bekleriz, Zil çalar.
Neşeyle açarız Kapıyı;
"- Kim o?"
"- Ramazan Davulcunuz."
"- A,a! Sabah gelene verdik ya!"
"- Olurmu Abla, ben Bekçinizim, işte Vesikam"
"- Olur, olur." Elinin içine bir de "Beşlik" konur.
"- Allah kabul etsin."
"- Dilencimiyim ben?" diye,
verir "Beşliği" geri, sıkmaz uzanan Eli.

Çalınır tekrar Kapılar; Komşu Çocuklar, Ele-Başı en önde.
Böylece
Mubarek Bayram kutlanır, gelir-gider-öperiz.
Gerçek Sanattır "Büs-bütün-olmak",
paylaşmak Acı’yıda "Mutluluk" gibi,
Fatih’te.

Önce "Bayram Pazarı" dır İtfaiye,
sonra Arife’de kapanır Tezgahlar, "Bayram Meydanı" olur.
Dönme Dolap-Kayıklı Salıncak,
"çığlık-çığlığa" savurur, Bacaklar sallanır, kenetlenir Eller-birbirine
dönmesiyle "Zincirli Şemsiye".
- Çığırtkan bağırır;
"- Deniz Kızı Eftelya...Üç Gözlü Canavar Öküz...
Kılıç yutan- Ateş kusan-Yılan öpen Çingene..."
Çil-çil-Altınlar Kulak-Burun Deliklerinden sıçrar, Sihirbaz’ın Eli değince.

Nişanlarız, Tetik çeker, Tüylü-Kırmalı-Tüfeklerle, patlatırız Balonlar.
Bez-Top-ile yıkılır Dize-dize-Kule, Teneke-Konseve-Kutular.
"Bir Nohut’u", üç-Nakış-Yüzüğünün altında "El çabukluğu ile" ararız,
Pişmaniye, Kağıt ve Pamuk Helva, patlamış-şekerli-Mısır, Kestane Şeker,
Leblebi-Çekirdek yer,
Renkli Macun ve Dondurma yalarız.

Nice Bayramlar görür Fatih,
bilirim.
Hünkar’lı, Elçi’li, Vezir’li, Kıral’lı.
Bayrak ve Sancaklar, "Tura"lı dizi-dizi Nişanlar,
Atları Meşin Kuşaklı, Gümüş Düğmeli Suvari,
Piyade, Bahriye ve Yeni Çeri Askeri.
İnce-Siyah-Tekerleriyle "Körüklü Payton" sürer Atları,
yarışır Çocuklar; Bir Sopa, bir Çember, bir yuvar Demir,Yokuş-yukarı.

Rüppe-Cüppe Subaylar, Şemsiyeli Hatunlar.
Önde giden "Halayık"sa,
Arap’sa,
kırmızı ise Cepkeni, İpek Gömleği beyazsa,
Başında siyah-Püsküllü bir mor Fes’i de varsa,
bir de,
"Bir Dudağı Yere - bir Dudağı Göğe varıyorsa";
Sihirli Lambası ile " Uçan Halı" üstünde Allaadin gelir,
Gecelerden 1001 Gece’dir.
"- Onlar erer Muradına,
biz çıkalız Kerevetine.

Gökten Üç Elma düşer bu Masalın Sonunda;
Biri O’na,
biri sana,
biri de Kara Zurna Kulunuza.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Bu Günü görmek; Dünü bilmek, Yarını anlamak,Geleceği çözmektir, Yasemin.

Oğuz Can Hayali

Bu Günü görmek; Dünü bilmek, Yarını anlamak,Geleceği çözmektir, Yasemin.

Kategoriler
Yeni Şiirlerim