Nereye gidersin Gözlerin uğrak vermediği yere mi? Seni anlamak sesini duymaktan daha çok şey elbette
Bir çiçek boy veriyor susuzluğuma Ellerinden cesaret alarak
Bana biraz zaman Biraz rüzgâr esintisi, biraz kavga Ve çise gerek
Pencerede pırıltılar görüyorum Bir miktar müsamaha gösteriyorlar bana pırıltılar
Belki bir sürüncemedir vaziyetim Belki hür olma çabasıdır Ölü baharlara
** Bir gün Annem babamın gözbebeği oluyor ve babamın ellerinden tutuyor Babam o eli hiç bırakmıyor O gün anlıyorum ki Annemin tarif defterinde otuz dokuz güle tekabül ediyor muhabbet ve marifet **
Vurgunum işte…
Benim adım Toprak. Dünya döndükçe sürüp giden bu keşmekeş neden? Bu kavga neyin kavgası? Bozgun yemiş gibiyim. Bu sebeple Allah’ın göğüne salıverdiği kuşların çığlık sesleri ve erkenci göçleri şiirleri çalakalem yazmama sebep oldu ve gaflet uykusu kalbimin içine nüksetti. Fakat şimdi ben, iyi halden mütevellit, daha doğmamış silik cümlelerimin sükûnetini talep ediyorum.
Doğacak evlatlarımın bekası için iç sesimi susturmayı arzuluyorum. Benim adım Toprak. Ben, Allah’ın mülkünden mülk istiyorum. Allah’ın merhametine ve şefkatine çok ihtiyacım var. Bunu biliyorum. Allah’tan Nur damlalarını üzerime sağanak yağmurlar ile yağdırmasını istiyorum.
Gücüm yok savaşmaya. Savaşmak istemiyorum. Hangi gök ağaca ev sahipliği yapıyor merhametle? Hangi kuş telaşlı uçmakta fakat uçmaktan yorgun düşmüş güçlü kanatları?
Güzelliğin ruhuna ve ruhların güzelliğine vurgunum. Yahut kendinin ataletinden kaçıp sultanlığın tahtına gitmek ve orada kalmak isteyen yüzlercesinden birisiyim. Beni Allah’ın huzuruna çıkarsın çaldığım kapı. Eşikte hamt ve şükürden başka kelam nasip etmesin Allah. Kalbiyle amel edinirmiş insan. Öyleyse ben de kalbimde ağırlayayım Allah tarafından bahşedilen; müjdeyle gelen bereket dolu huzurlu günleri.
Kalbim Allah’ın cennetine giden yolda yorulmuşsa ne çıkar. Bunca zaman bahçeler ve meyveler ile ihya oldum. Sonra karşıma hasret çıktı. Anladım ki; hüzün halleri, hasret yolculuğunda sebat edenlere en kıymetli vasıta imiş. Anladım ki; gül bahçeleri insanın haleti ruhaniyetine şifalı bir pencereymiş. Şimdi ben o pencerede pembe güllerle meşk eyleyen zerrelerden bir zerreyim.
Anla artık Sana dönmeyeceğim Koynumda ahlar ve yarınlar Zamansız ve yanlış yere sevmişim seni Anneme yürek sızısı olmuşum bilmeden
** Sağımda Zü’l-Celâl-i Ve’l-İkrâm Solumda annemin kınalı elleri Sonra Annem sesleniyor şefkatli ve meraklı sesiyle,, "Ne zaman büyüyeceksin kızım?" Gök kubbe aydınlandığında şiddetle akıttığım gözyaşlarından kimi suçlayayım? Büyüdüm mü sahi ...? Evet, büyüdüm. Aklın bekası için yazılmış tekzip metninde sıralanırken ama ve çünküler **
Vurgunum işte…
Ben akil melekesinde ahir zamanların karmaşık notalarını büyüten ve bünyesine uçsuz bucaksız yalnızlığı zerk etmiş; yalnız bugünler ile değil yarınlar ile de yol almaya çalışan; aşk ile âşıklık arasında dönüp duran bir pervaneyim. Dilerim Allah gayretimi daim ve beni muvaffak eylesin.
-Mahvash-
(c) Bu eserin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Eserin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bayrağım bütün kelimelerin arkasından dalgalanıyordu ve bu durum her şeyden herkesten uzaklaşmak içindi.
Mahvash
Bayrağım bütün kelimelerin arkasından dalgalanıyordu ve bu durum her şeyden herkesten uzaklaşmak içindi.