Ali Rıza ÇOPUR Kimdir 1929 Yılında Karaman’da doğdu. Babası Hacı İbrahim Bey Sivas’ın Belcik köyünden olup,Karaman’a gelip yerleşen Çopuroğulları sülalesindendir. Annesi Ayşe hanım Karaman’lı Cülük Ali lakabıyla tanınan Ali Terlemez efendidir.
Babasını 10 yaşında iken kaybeden Çopur ilkokulu ağabeyinin memuriyeti dolayısıyla Ulukuşla’da, ortaokulu Karaman’da bitirdi. Sonra sırasıyla Kuleli Askeri Lisesini ve 1951 yılında Kara Harp Okulu’nu ve Piyade Atış Okulu’nu bitirerek piyade subayı olarak ordu saflarına katıldı. Bir süre sonra askerlik görevinden ayrılan Çopur bir yandan memuriyet görevini sürdürürürken bir yandan Kayaş, Mamak ve Ayrancı ortaokullarında 6 yıl öğretmenlik yaptı. Memuriyet görevini Ankara Sular İdaresi Genel Müdürlüğü Bütçe ve Mali işler Dairesi Başkanı olarak tamamladı. Şiire ortaokul yıllarında başlayan Ali Rıza Çopur şiirlerini zaman zaman çeşitli gazete ve edebiyat dergilerinde yayınladı. Şiirleri belli ölçü ve aralıklarla yazılmış, usulüne göre söylenen ve kulağa hoş gelen bir ses ahenğiyle örülmüştür. Ali Rıza Çopur şiirlerin ölçü, ses, ritim ve anlam gibi dört ana kaide üzerine inşa edilmesi gerektiğini savunur. Halen Ankara’da emeklilik hayatını sürdürmekte olup, zaman zaman şiirleri ve makalelerini gazete ve dergilerde yayınlanmaktadır.
Muhtelif mahalli gazete ve dergilerde şiir ve makeleler yazan Şair ve yazar Ali Rıza Çopur’un Yayınlanmış iki kitabı bulunmakta. 1983 yılılnda Biri Sende Biri Bende isimli ilk kitabını yayınlayan şair, 2002 yılında Kasımpatının Rüyası ismini verdiği ikinci kitabını yayınlamıştır.
Ali Rıza Çopur’un şiirlerine baktığımızda gerçekten sade, arı bir Türkçe ili söylendiği görülür. Ben bu duruluğu Karaman’lı oluşuna bağlarım hep. Gel diyorum başlıklı şiirine baktığımız zaman bunu açık bir şekilde fark ederiz.
Aramıza girmiş dağlar denizler Gelemem diyorum, sen gel diyorsun Kar yağmış yollara, örtülmüş izler Bulamam diyorum, sen bul diyorsun.
Esiyor başımda bir kavak yeli, Yol vermez bu mevsim, Horasan beli Gülmeyi unuttum, gittin gideli, Gülemem diyorum ,sen gül diyorsun.
Şehir sensiz girdi bu yıl bahara Buruk bir ayrılık çökmüş yollara, Sustu konuşmuyor, bu yıl Ankara Kalamam diyorum, sen kal diyorsun.
Hayata sevinçle bakabilen A.Rıza Çopur, Yaz Beni şiirinin ilk dötlüğünde,
Neler geldi neler geçti başımdan Al kalemi, üşenmeden yaz beni. Utansam da ilerleyen yaşımdan Tutsak etti bir çift yeşil göz beni.
Diyor çok şeyler geçirmiş başından. Sevmiş belli. Ama yaş ilerlemiş, utanıyorum diyor.
Sözleriyle dörtlükteki hem ahengi kurmuş, hem "dokunmak" kelimesini cinas halinde kullanmıştır. Bu da şairin ustalığının bir göstergesi olsa gerek. Hani ilmiğin ucunu bulup asıldığın zaman hepsi sökülüp gelir ya. İşte Çopur ilmiğimi asılırsan tüm sökülür gelirim demekte. Bu dörtlüğe teknik yönden tekrar bakıldığın da güzel bir cinas işlemiş.
Elli yılda binbir günah işledim Ne bekledim, ne hayeller düşledim? Kırktan sora saz çalmaya başladım Rezil etti, el-aleme saz beni.
Her niyete çıkmasa da falımız Dört mevsimde çiçek açar dalımız Şekerlendi kovandaki balımız Anlatamaz, olur olmaz söz beni.
Günümüzdeki pek çok şaire taş çıkartacak dörtlükler bunlar. Ayak şiirle tam bütünleşmiş. Anlatamaz olur olmaz söz beni. Ben bu şiirin en çok burasını severim işte. Biz yine birkaç sözle anlatmaya çalışalım.
Diğer şiirlerine baktığımızda A.Rıza Çopur’un yine dilindeki sadelik ve kafiye kullanımındaki ustalığı gözümüzden kaçmaz.
Saz ile söz ile hoş değil başım Tezenem kırıldı tel yorgun yorgun. Bu yıl ellisine erişti yaşım Gönül uslanmadı, dil yorgun yorgun.
Sevdayı kendime ettim baş tacı, Yıllar var kapımı çalmaz postacı, Çiçek açmaz oldu gönül ağacı, Yaprak kımıldamaz, dal yorgun yorgun.
Ben her gece yıldız sayıp tavanda Su dövmüşüm bunca sene havanda Petek petek balım vardı kovanda, Arılar dağılmış, bal yorgun yorgun.
Bir kurt yiyor için için bağrımı Doktor bilemedi, nerde ağrımı Duymadı ki son nefeste çağrımı Nerdesin sevdiğim? Gel yorgun yorgun.
Eş-dost toplanmışlar yollar üstünde Kuşlar donmuş gibi dallar üstünde Gidiyorum heyhat, eller üstünde Mendil sallanıyor, kol yorgun yorgun.
Edebiyat yolculuğumda bu güzel sözleri yazan ustayla tanışma fırsatım ne yazık ki çok geç oldu. Kendisini, Karaman’lı olması hasebiyle bir Yunus aşığı, bir gönül dostu olarak tanıdım. 2006 Mayısında hazırladığım “Gönül Diliyle Yunus ve Karaman" kitabıma kendisinden dört şiir aldım. Bu çalışmaya en fazla şiirlerini aldığım bir ağabeyim, bir usta. Ve kendisine kitapları gönderdiğimde beni telefonla arayarak teşekkür edişi ve sesinin titremesi hala kulaklarımda. Şair-Yazar Ali Rıza Çopur, Yaşamı boyunca mütevaziliği seçmiş, kendi reklamını yapmaktan kaçınmıştır. Ali Rıza Çopur’u saygıyla anıyor,kendisine uzun ömürler diliyorum.
YÛNUS BENDE
Bir Tapduk’a çırak oldum Ben Yûnus’um, Yûnus bende, Maldan mülkten ırak oldum Ben Yûnus’um, Yûnus bende.
Eğri durmaz kapımızda Haram yoktur yapımızda İzi vardır hepimizde Ben Yûnus’um, Yûnus bende.
Nefsimize olduk hasım Yaradılmış bana hısım Dört bir yanım Molla Kasım Ben Yûnus’um, Yûnus bende.
Dışımız pak, özümüz pak Dost katında yüzümüz ak İki lafta sözümüz Hakk Ben Yûnus’um, Yûnus bende.
YÛNUS GİBİ
Hakk’a gönül vermiş olsam Dost katında ermiş olsam Bir Tapduk’a derviş olsam Yûnus gibi, Yûnus gibi.
Etten, kemikten arınsam Beyaz çiçeğe bürünsem, Erik dalında görünsem Yûnus gibi, Yûnus gibi.
Sensin sonuç, sensin erek Sensin aşkla çarpan yürek, Yalnız sensin bana gerek Yûnus gibi, Yûnus gibi.
(c) Bu eserin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Eserin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.