İçim dışım insan kırıkları... O ,bu ,şu batıyor işte! , canım yanıyor. Yüzümde , gamzelerini yanaklarından düşürmüş çocuklar uyuyor... Bağıramıyorum!. Bilyeler dağılıyor koridora , komidinin üstündeki bez bebek kundak arıyor. Sessizliğimi ezberleyen , hüzün canbazları daha erken büyüyor. Satır atlıyorum... Daha erken çıkıyorum arka bahçeden , gün ışımadan... Soluyor elin ,kokmuyor. Hansel ve gratel dönüyorlar evlerine... Bu masaldan al beni diyorum!... soğuk! Bir soğuk! ,bir soğuk!.. Nerdesin!!. Mazgalın altında , gözlerini güneşe çıkartamayanlar kalıyor... Sadece görüş günlerinde , içerde kimseler olmuyor.. Dışarıda kimse yokmu!... Yok!.
Bakma! erken üşüyorum!. Söğütün rengi değişiyor , benzime devriliyor kokusu... Ellerin kokmuyor!. kuşlar ,karıncalar gibi yerde ölüyor... Gökyüzünde ölüm yok bana... Kanatlarımı terk edip , emekliyorum göğsüne.. Ya sıcak süt kokusu bu , ya da çıkartamadım ismini. Kaldırımları ,köşe başlarını , durakları silmiş birisi... Lambayı çalmış , mumları söndürmüş gitmiş!. kiraz ağacının gölgesinden düşmüşüm , dizleri ve dalları kanatmışım. Gözlerim bağlanınca iki soğuğa , bir sıcağa yaklaşmışım... Körebelerin çağında serpilmişim. Saklambaçla doyurmuşum , çiğ çocukluğu... Pişmek ne ki , kibrit kutusunda kırk çöpün arasında yanmış ,bitmiş ,kül olmuşum... Yandı ,bitti ,kül oldu... bu tekerlemeyi aslında hiç sevmemişim.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Arka bahçenin çocukları, yüzlerini saklayınca bulamıyorlar gülüşlerini...