BENİ ÇAĞIR
- Güneri Yıldız
- 26 Nisan 2014 Cumartesi
- 2472 okunma
-Hasretle ağır ağır tutuşur, yanar bağır-
***
Ey eğreti sözlerle ussuz hikmet arayan
Kafanı bu işlere yormadan beni çağır
Çölde su bulmak için kızgın kumu tarayan
Ateş düşüp gönlünü vurmadan beni çağır
Doğru dur doğru oku alındaki gerçeği
Akl’et, anla arının balındaki gerçeği
Kim rengârenk açtırır bahçelerde çiçeği
Gördüğün ham kişiye sormadan beni çağır
Sağa, sola saparmış ruhlar kaldığında aç
Oysa gönül derdine vardır meşru bir araç
Sarıl Rabbin ipine biri isterse haraç
Korkuya kapılarak vermeden beni çağır
Hikem, eylemsizlerde bilesin ki üslenmez
Bil ki narin değilse adabınca süslenmez
İman, irfan var ise kalb kem ile beslenmez
Doğandaki güzeli sürmeden beni çağır
Aslında kopan varsa aslından, içer ağı
Aslında azmedenler imanla geçer dağı
Dikkat et biri yerde, biri gökte dudağı
Onunla kötü sona varmadan beni çağır
Kaybedilen yurt için ağlamak elbet ardır
Pür dikkat yaşayanda saf, temiz vicdan vardır
Gözden kalbe akışı kesense taş duvardır
O duvarın önünde durmadan beni çağır
***
İç içe geç kendinle, durma, aşk ile bağır
İlham al Lâle, gülden…, hurmadan beni çağır…